<$

Teknolojinin gelismesi insana dair herseyi bastan dusunmemize sebep oluyor. Hukuk, ahlak gibi konularda herkesin kolaylikla karar vermeye alistigi zemin hizla degismeye basladi. Mesela YouTube'deki istenmeyen videolara ne yapilacagi bilinemiyor, EksiSozluk icindeki birkac entry yuzunden kapatildi, ileride Google'in arama sonuclarindaki politik siteler yuzunden kapatilmayacaginin ise garantisi yok. Bunlar bizim ulkemize ozgu sorunlar gibi gozukse de aslinda genel bir probleme isaret ediyor.
Mesela ahlak acisindan bakinca da birakin gen teknolojilerini, daha onceki bir
yazimda bahsettigim RFID teknolojisi bile bir suru cevaplamasi zor soru getiriyor insanoglunun karsina. Alin bakalim bir tane daha ilginc soru daha.
Bir onceki
yazimda bilgisayar animayonlarindan bahsetmistim hatirlarsaniz. Bu animasyonlarla olmus aktorlerin yeniden canlandirildigi ise hepimizin malumu. Peki efendim bu yeniden canlandirilan aktorlerin telif haklari ne olacak. Mesela siz cok gelismis bilgisayarlarinizda Marlin Monroe'yu bir filmde oynattiniz, varislerine telif hakki odecek misiniz?
Veya Lord of The Rings'in Gollum'unun telif haklarini kim koruyacak. Birisi cikip bilgisayarla onun aynisi yapsa filminde de oynatsa parasini odeyecek mi yoksa ustune mi yatacak veya kopya cekenin aynisini yapip yapmadigina nasil emin olacagiz?
Bu sorularin cevaplari uzerine calisan insanlar var aslinda ama cevaplarini aramaktansa sorulari sormak daha eglenceli bana gore.
Etiketler: Teknoloji
p>
Yazar: <$mehmetraquo; Yorumlar:
Çok değil, daha beş on yıl öncesine kadar, yeni ne varsa “Japonlar yapmıştır”, “Japon işidir kesin bu” “Abi, bu japonlar da ne zeki adamlar ya!” gibi söylemlerle karşılaşırdık. Şimdilerde artık herkes Google’dan bekliyor. Japonlar mı tembelleşti, yoksa Google Japonların fendini mi yendi bilinmez ama Silikon Vadisi’ndekilerin Google’ın bükemedikleri eliyle ilgili sorunları oldukları kesin. BusinessWeek Türkiye’nin 1 Nisan sayısındaki Ronald Grover, Peter Burrows ve Tom Lowry’nin kaleminden yayınlanan yazıda şöyle deniyor:
Her ay neredeyse 400 milyon kişinin internete giriş yeri olan Google, netin geniş çaplı ticari potansiyeline açılan 1 numaralı kapı. Google, insanların arama yaptıkları konular üzerinde daha fazla veriye sahip olmasıyla birlikte, arama sonuçları sayfasının yan kısmında hedefe en uygun ve ilgili reklâmları sunabiliyor ve böylelikle daha fazla tıklama, daha fazla para ve daha fazla kullanıcı çekiyor -varın hesabı siz yapın. Tüketiciler, Google’ın basitliğini ve sonuçlarını seviyor. İşte bu yüzden, tüm aramaların yüzde 56’sını Google çekiyor. Hevesli reklâmcıların Google’ın kasasına 10.6 milyar dolar kadar para akıtmasına şaşmamak lazım. Bu rakam, 2005’ten bu yana yüzde 73’lük artışa karşılık geliyor. Bu yetmezmiş gibi, Google’ın 144 milyar dolarlık piyasa değeri Time Warner, Viacom, CBS, dev reklâm ajansı Publicis Groupe ve New York Times’ın toplamını da geride bırakıyor. Google, bu şirketleri ve daha pek çoğunu şaşırtacak şekilde, 11 milyar dolarlık nakit stokuyla birlikte piyasa değerini geniş çaplı geleneksel pazarları alt üst etmek için kullanıyor. Şirket, gazetelerde, dergilerde, radyoda ve bir deneme programı dahilinde de televizyonda reklâm alanı satıyor. Google, Microsoft Office programından çok daha düşük bir fiyat karşılığında sattığı online ofis yazılım süitiyle geçtiğimiz şubat ayında yazılım endüstrisine bir torpil göndermiş oldu. Şirket, bedava kablosuz internet erişimi sağlamaya yönelik yeni çabasıyla telekom endüstrisini ürkütüyor. Kısacası Google’ın olağanüstü reklâm makinesi, bayt cinsinden alışveriş yapan herhangi bir endüstrinin kârını elinden alma ve ekonomiyi Google’ın, kullanıcılarının ve ortaklarının fayda sağlayacağı şekilde yönlendirme potansiyeline sahip. Haber sitesinde Google’ın reklâmlarını yayımlayarak para kazanan Topix’in pazarlamadan sorumlu başkan yardımcısı Chris Tolles, “Google dünyası bu” diyerek omuz silkiyor, “Biz sadece onun içinde yaşıyoruz.”
Yazının devamında çok daha güzel tespitler yapılmış. Google’ın bileğini bükmek için şirketlerin birlikte hareket etmelerinden tutun da bu büyük şirketi durdurmak için kanuni önlem alınması ile ilgili tavsiyelere, Google’ın geleceğimizi nasıl şekillendireceği ile ilgili tahminlere kadar birçok farklı noktaya değinilmiş.
Bütün bunlar için Google ne diyor merak ediyorsanız özetle söyleyeyim: “Biz Microsoft’un 90’lardaki hali gibi pazarı domine etmiyoruz, hatta diğer şirketlerle birlikte çalışıyor ve onların yaşamasına yardımcı oluyoruz.”
Google’ın bu büyük ilerleyişi dünyayı nereye götürecek tam olarak bilemiyorum ama bildiğim o ki bu hızlı yükseliş sağlıklı olarak sürdürülmezse gediklerden sızarak kaleyi yıkmak isteyen çok fazla savaşçı var. Google’ın yapması global olarak hızla gelişen yapısını daha sağlam temellere oturtmalı. Bu noktada geçen haftalarda
Google Türkiye Genel Müdürü’nün istifa ettiğini ve bunun sebeplerinin şirketin genel yapısından kaynaklandığıyle ilgili dedikoduların dolaştığını da hatırlatmak isterim.
Google ile ilgili yazmaya o sistemlerini geliştirdiği ve yeni hizmetler sunduğu sürece zaten devam edeceğiz. Laf arama motorlarından açılmışken
Teknoloji Holding’in (Murat Vardar) 5 milyon dolarlık yatırım yaparak büyük sükse yapacağını söylediği
hakia ne alemde acaba?
Bu arada bu büyük projeyi bir dipnotla belirtsem de "
Google bize logo yapsana!" projesini destekliyoruz. United Plankton'ları tebrik ediyoruz. Bu noktada 2005 yılında açtığım kişisel bloguma olan desteklerinden dolayı Özgür'e ayrıca bir torpil geçmek istiyorum.