<$
Herşey birkaç kutup ayısının boğulmuş olarak bulunmasıyla başladı. Kutup ayıları vahşi ama sempatik canlılar olduğundan hepimizin içinde o buz üzerinde bekleyen kutup ayısı fotoğrafını görünce birşeyler cız etti. Aslında çok önceden başlamıştı ve bu herkesçe hissedilse de dillendirilemiyordu. Bu kış mevsimini hiç de soğuk geçirmediğimiz hepimizce hissedilince, “küresel ısınma” hayatımıza çok hızlı bir şekilde yerleşti. Artık hergün içinde küresel ısınma geçen haberlerin sayısı artıyor. Hatta öyle ki ana haber bültenlerinde küresel ısınmayla ilgili bir köşesi olan haber kanallarımız bile mevcut. Günlük haberlerin yanısıra küresel ısınmayla ilgili özel programlar, belgeseller, kampanyalar, kitaplar yayımlanıyor ve bunlar gibi ‘halkın dikkatini çekmek için’ bir takım konferanslar ve seminerler düzenleniyor. Çevreyi korumayla ve küresel ısınmayla ilgili projelerin yer aldığı yarışmalar düzenleniyor. En son Çevre Bakanlığımızın düzenlediği ortaöğretim kurumları arasındaki çevre ile ilgili yarışma buna bir örnek. Bütün bunlar sayesinde bir şekilde küresel ısınma kavramıyla karşılaşıyoruz. Peki bütün bunlar yeterli mi bunlardan sonra geldiğimiz nokta nedir? Öncesinde küresel ısınmayı nasıl ve ne kadar algıladık?
denge. Buzul döneminden sonra ısınan dünyada daha sonra soğumalar ve ısınmalar, yüzyıllar boyunca ince bir sıcaklık yükselmesi ve alçalması halinde devam etti. Günümüzde de aslında bunun gibi bir çizginin sıcaklığın arttığı bir noktasında bulunuyoruz ama bu seferki çizgini eğimi oldukça yüksek. Daha önceki ısınmalarda ve soğumalarda dünya farklı şekillerde bunlardan etkilenmişti, en azından varsayımlar o yönde. Mesela 11500- 12000 yıl önce mamutların küresel ısınmadan dolayı neslinin tükendiği ortaya çıktı. Ice Age animasyonundaki Mamut şanslı olanlardan biriydi anlaşılan.Etiketler: Ekoloji
p>













