<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d9123432221727993451\x26blogName\x3dBilgi+Seli\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dBLUE\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://bilgiseli.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://bilgiseli.blogspot.com/\x26vt\x3d-4842712886373334541', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe", messageHandlersFilter: gapi.iframes.CROSS_ORIGIN_IFRAMES_FILTER, messageHandlers: { 'blogger-ping': function() {} } }); } }); </script>

<$

Dünya artık gerçekten daha hızlı dönüyor olmalı. Çünkü "gün" denen zamanın bu kadar dar bir aralıkta olduğunu daha önce hissetmemiştim. Zaten daha önceki yazıda böyle bir uyarının olduğu haberini sizlerle paylaşmıştım ama zaman o kadar hızlı akıyor ve dünya o kadar büyük bir hızla eriyor ki artık uzaydan bile erimeyi görebiliyorsunuz.
Küresel ısınma ile ilgili son yazı biraz gecikmeli de olsa burada. Küresel olarak ısınmamızın nasıl başladığını ve nerede olduğumuzu daha önceki iki yazıda kısaca anlatmıştık. Bu yazıda geleceğe bakacağız.
Olmuşlar şu an olanların habercisiydi ve eğer kafamızı kaldırıp bakarsak şu an olanların da geleceğe dair ipuçları taşıdığını görebiliriz. BM'nin bir önceki yazıda belirttiğim raporunu deklare eden bilim adamları kafalarını hep kaldırıp ufka baktıklarından oldukça çarpıcı ve bizler için uyarıcı olması gereken öngörülerde bulunmuşlar. İşte bazıları:
  • Küresel ısınma arttıkça 60’tan fazla ülke; toprak, yiyecek ve su sıkıntısı nedeniyle savaşlara sürüklenecek. Çin, ABD ve hatta Avrupa’nın bir bölümü de bu çatışmalara sahne olacak.
  • Küresel ısınmadan direkt olarak etkilenmeyen ülkeler ise iklim değişikliklerinin etkilerinden kaçan yüz milyonlarca mültecinin akınına uğrayacak. 2080’e kadar her yıl evlerini terk etmek zorunda kalanların sayısının 100 milyona ulaşacağı öngörüsünde bulunuluyor.
  • Vahşi yaşamdaki canlı türlerinin üçte birinin de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor.
  • 20 yıl içinde Latin Amerika’da on milyonlarca, Afrika’da ise yüz milyonlarca kişi su sıkıntısıyla karşı karşıya kalacak. 2035’te Asya kıtasındaki belli başlı nehirleri besleyen Himalayalar’da buzulların tamamen erimesi sonucu 700 milyon kişinin yaşamı da riske girecek. 2050’ye gelindiğinde ise Asya’da su sıkıntısı çekenlerin sayısı 1 milyara ulaşacak.
  • Hindistan’da tarım üretiminin yüzde 30 düşeceği ve 130 milyon kişinin açlıkla yüzyüze kalacağı tahminde de bulunuluyor.
  • Araştırmalar, yüzlerce hayvan ve bitki türünün şimdiden yok olmaya başladığını gösteriyor. Bunların başında kurbağalar geliyor. Yeryüzünün yüksek kesimlerinde yaşayan ve alternatif habitatlara göç edemeyen 70 kurbağa türünün soyu tükenmek üzere. Soğuk iklimlerde yaşayan penguen ve kutup ayıları gibi yaklaşık 200 hayvan türü de yüzyıl sonuna dek yok olacak.
Dünyanın en önemli evrim biyologlarından State University of New York-Stony Brook profesörü Douglas Futuyma, küresel ısınmanın canlıları üzerindeki etkilerini şöyle özetliyor; “Ciddi bir krizle yüz yüzeyiz, ancak bu kriz uzak gelecekte gerçekleşecek diye sanırken, 50 yıl içinde bizim hayatımıza girecek.” Bu bile gelecekle ilgili iyimser bir tahmin bugünlerde. En aşağıdaki haberi okuduğunuzda hak vereceksiniz.
Bunların dışında en önemli öngörülerden biri de her ne kadar küçük gibi görünse de geçen yazımızda da bahsettiğimiz mercanlar solma tehlikesinin yeniden ortaya çıkması. Zira, mercanlar ekosistemde önemli bir noktada bulunuyor ve yoklukları büyük bir zinciri çöküşü demek. İsterseniz buradan (ntvmsnbc.com) okuyun.

Peki global olarak ısınan dünyada bunlar olurken bu büyük ama artık cebimize sığan dünyada küçük bir toprak parçası olan vatanımızda neler olacak?
Bununla ilgili açıklama İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Müh. Bölümü ve Afet Yönetim Merkezi Öğr. Üyesi Prof.Dr.Miktad Kadıoğlu'ndan geldi. Radikal'de yer alan öngörüleri eğer gerçekleşirse bizleri hiç de iyi günler beklemiyor. En çok dikkat çekn tarımsal arazilerin %20 azalacak olması. Bu hem sağlığımız, hem ekonomimiz, hem de ülke huzuru için önemli bir nokta. Neleri tetikleyebileceğini düşününce sorunu daha iyi görebiliyoruz.
Bütün bunlar sadece öngörü ama, şimdilik. Gerçekleşmesi ise işten bile değil.
Bu noktada ilginç bir araştırmaa dikkat çekmek isterim. Küresel ısınmanın gerçekleşmesinin bazı ülkeler için iyi bile olabileceği düşünülüyor. Newsweek'te yayınlanan ve benim Milliyet'ten alıntı yaptığım aşağıdaki haritada bazı ülkelerin iklim değişikliğinde faydalandığı görülüyor. Aslında bu soğuk olan yerlerin ısınıp ekvatora daha yakın ülkelerin bitkleri için gelişime uygun alanlara dönüşmesi.
Bütün bunlar olurken tabiki birileri bu konuda iyi şeyler yapmaya çalışıyor. En çok dikkat çeken "The Inconvinient Truth" filmiyle Al Gore. Yaptığı ise insanların bu tehlikenin farkına varmasını sağlamak ve çeşitli organizasyonlara deste vermek. Bu konuya eğilmiş ve bu konuda bu kadar üst düzeyde birinin varlığı oldukça önemli. Yaptıklarında da oldukça başarılı olduğu söylenebilir. Özellikle Uzakdoğu ülkelerinde verdiği konferanslarla oldukça ilgili bir kitle oluşturdu. Öyle ki küresel ısınmaya dikkat çekmek için çeşitli mitingler ve kampanyalar Uzakdoğu'da sıkça düzenlenir hale geldi. Düşüncelerini içeren kısa bir haber burada. Biraz politika koktuğunu düşünebilirsiniz, ben öyle düşünmüyorum ama öyle bile olsa böyle bir "uyarıcı kişi"nin varlığını takdir ediyorum.
Bu felakete dikkatleri çekmeye çalışanlar sadece Al Gore, bilim adamları ve çevreci kuruluşlar değil. Sheryl Crow, Red Hot Chili Peppers, Snoop Dog, Bon Jovi, Black Eyed Peas gibi grupların ve şarkıcıların da içinde bulunduğu bir organizasyon 7 Temmuz'da 7 ayrı şehirde konserler vererek bu felakete dikkat çekmeye çalışacak.
Amatör olarak "uyarıcı" olmaya çalışan ve kendilerine "Global Warner" diyen bir grup da mevcut ve bu grubun Türk arkadaşlardan oluştuğunu hatırlatalım. Kendilerini sonuna kadar destekliyoruz. Hikayelerini ve yapmak istediklerini kendi sitelerinden (GlobalWarner.org) okumanızı isterim.
Tabiki ülkemizde doğaya en çok değer veren kurum olan TEMA bu konuda da uyarıcı rolünü üstleniyor. Son zamanlarda TV de görmeye başladığımız "Suyu Boşa Harcama!" reklamlarında önemli uyarılarda bulunuyor. Yapabileceklerimiz de çok güzel bir şekilde sıralanmış.
Bütün bunlar olurken ve artık dünya daha hızlı dönmeye başlamışken bu felaketten dönmeye ne kadar zamanımız kaldı dersiniz? Tahminleri alayım. 20 yıl? 50 yıl?
Hayır! Anlaşılan sadece 5 yıl!

Bu kadar okuyup bilgilendiğiniz için teşekkür ederiz. Bu konuda yazılacak ve okunacak daha çok yazı var ama biz burada noktayı koyacağız. Ancak, sadece sizler için toparladığım bu bilgiler bile felaketin boyutunu gözler önüne sermeye yeter. Hepimize bu konuda görev düşüyor, sadece üstümüze düşeni yapmak da değil önemli olan yapmayanları da uyarmak gerekiyor. Önce kendimizden başlayarak çevremizi de etileyerek her birimiz birer "global warner" olmalıyız.
Çok geç olmadan!

Etiketler:

p>